İngilizce’yi hızlı öğrenmek konusunda en önemli 10 ipucu

İngilizce'yi hızlı öğrenme konusunda en önemli 10 ipucu

Son zamanlarda İngilizce’yi hızlı öğrenmek konusunda en önemli 10 ipucu adı altında bir çok makale ve video paylaşımları görüyoruz. Peki gerçekten İngilizce’yi tam anlamıyla öğrenmek bu kadar kolay mı? Kısaca cevap vermek gerekirse bu gerçekten mümkün. Elbette, bunu yapabilmek için bir yol haritası belirlemek ve gerçekten gereken akıllıca çalışmak çok önemlidir.

Hatta aramızda birden fazla dil konuşan insanlar var. Eğer onlar birden fazla dili öğrenebiliyorsa sizde İngilizce’yi kolayca öğrenebilirsiniz.

İngilizce’yi ve hatta yeni bir dili nasıl hızlı öğreneceğinize konusunda en önemli 10 ipucuna göz atalım.

İngilizce’yi hızlı öğrenmek konusunda en önemli 10 ipucu

Kısa, basit diyaloglarla başlayın

İngilizce’yi sadece 90 günde konuşabilmek için hikayeleri okuyun ve İngilizce’yi dinleyin. Diğer önemli bir ipucu ise, başlangıçta gerçekten çok basit malzemeler kullanmanız gerekiyor.

İlk haftalarda, başlangıç ​​seviyesindeki bir İngilizce ders kitabında bulabileceğiniz kısa basit diyalogları okumaya devam etseniz bile, yine de İngilizce’nin %50’sini oluşturan 100 veya 200 kadar kelimeyi öğreneceksiniz.

Konuşmaya başlamak için kılavuzumuzla kendi basit diyaloglarınızı oluşturarak başlayabilir veya bu cümle listelerini ilham kaynağı olarak alabilirsiniz.

Anlaşılır bilgiye odaklanın

Amacınız hızlı bir şekilde dil öğrenmekse, anlaşılır kavram veya “seviyenizde veya seviyenizin biraz üzerinde okumanız veya dinlemeniz gerektiği fikri” ne kendinizi alıştırmanız önemlidir.

Dolayısıyla, İngilizce öğrenmeye yeni başlıyorsanız, muhtemelen bir filmin tamamını İngilizce olarak izlemek için çok erken. Bunun yerine, dil öğrenme yolculuğunuzun her aşamasında, seviyenizin hemen üzerinde olan materyalleri bulmak isteyeceksiniz.

Hızlı bir şekilde, düşündüğünüzden daha fazlasını anlamaya başlayacak ve kurgusal olmayan (non-fiction) materyalleri veya hikayeleri okumaya hazır olacaksınız. Okuyarak, anlaşılır kavramlar için ihtiyacınız olan her şeye erişirsiniz. Bilmediğiniz kelimeleri vurgularken kendi hızınızda çalışabilirsiniz. İşte burada tekrar belirtmek isterimki, özellikle hikayeler çok etkilidir çünkü yapıları evrensel olarak ilişkilendirilebilirsiniz ve buda size zaten anladığınız bir temel sağlar.

Bunun ötesinde, hikayeler ile öğrenerek, yalnızca dilbilgiside kullanacağınız sol beyin yerine tüm beyninizi öğrenme sürecine dahil etmenizi sağlar. Yani hoş vakit geçirirsiniz. Kısacası hikayeler okuyarak öğrenmek, anadili İngilizce olan kişilerin kendi dillerini öğrenmelerine benzer şekilde daha doğaldır.

Bu yüzden sevdiğiniz bazı okuma materyallerini seçin. Eğer eğlenceli bir deneyim olursa inanın bunu çok kolay halledebilirsiniz.

Telaffuzu çok erken çalışın

Dillerle her zaman daha fazla kelime ve daha fazla dil bilgisi öğrenebilirsin, ancak daha sonra düzeltemeyeceğin bir şey telaffuzdur. Bu nedenle, yeni bir dilde yapmanız gereken ilk şeylerden biri gerçekten telaffuz çalışmaktır. Çünkü telafuzu daha sonra düzeltmeye çalışmak zahmetli bir süreçtir. Bunu başlangıçta doğru şekilde halletmek çok daha kolaydır.

Gabriel Wyner’ın Fluent Forever adlı kitabında dediği gibi,

Dil öğrenmenin üç temel anahtarıyla karşılaştım:

Önce telaffuzu öğrenin

Çeviri yapmayın

Aralıklı tekrarlama sistemlerini kullanın

Peki nasıl telaffuz pratiği yapabilirsiniz? En iyi yol, bir şeyleri nasıl telaffuz ettiklerini duyabilmeniz için anadili İngilizce olan kişilerden öğrenmek ve ardından aynı sesleri ağzınızda doğal hissetmeye başlayana kadar defalarca tekrarlayarak onları yansıtmaktır.

Birçok konuda değil, akıllıca okuyun

Elbette İngilizce dil öğrenimi için okuma çok önemlidir. İşte size İngilizce bir dilde okumak için birkaç özel anahtar:

  • Bölümü başından sonuna kadar okuyun ve mümkün olduğunca anlamaya çalışın.
  • Geri dönün ve bölümü tekrar okuyun
  • Artık bölüm boyunca tekrarlanan kelimelere bakabilirsiniz.
  • Bir sonraki bölüme geçin
  • Tekrarlayın

Ek olarak, okuma materyallerinizin odağını daraltmanın da çok önemli bir sebebi vardır. İdeal olarak hobileriniz ve ilgi alanlarınızla alakalı olan doğru kitapları seçmeye odaklanın. Örneğin, gerçekten bahçecilikle ilgileniyorsanız, hedef dilinizde bahçecilikle ilgili kitaplar arayın.

Buradaki fikir, istediğiniz şeyleri öğrenmek ve anlamak için içsel motivasyona sahip olmaktır.

İngilizce’yi erken konuşmaya başlayın

Kavram üzerinde dursakta, konuşmanın kritik önemini unutmayalım. Sonuçta, 90 günde İngilizce öğrendiğinizde, ikinci ve üçüncü aylarının tamamını İngilizce konuşarak geçirmenizi öneririm.

Bu amaçla, bir dili hızlı bir şekilde öğrenmek istiyorsanız, ikinci ayda konuşmaya ve günlük konuşmalara başlamanız cok önemlidir.

İngilizce’nin konuşulduğu bir ülkeye seyahat edemeseniz bile yeni bir dil konuşmak için birçok fırsatınız var. Bir dil değişim programına katılabilirsiniz, gündelik hayatta konuşma araçlarına sahip bir dil uygulamasını kullanabilirsiniz veya bir dil öğretmeniyle günlük bire bir dersler alarak kendinizi çok daha hızlı bir şekilde geliştirebilirsiniz.

Kendinizi İngilizce ile kuşatın

“Dili” ağzınızdan çıkarıp konuşabilme yeteneğinizi geliştirdikten sonra, daha önce ki ipuçlarını yapmaya başlamanız gerekir. Buradaki fikir, mümkün olduğunca çok insanla konuşmak ve okuyarak ve dinleyerek mümkün olduğunca çok dil bilgisi kavramı edinmektir.

Yabancı bir ülkeye seyahat etmeden kendinizi ve hayatınızı İngilizce ile kuşatmak için İngilizce’yi hayatınıza sokmanın yollarını bulmanız gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi, dili öğrenirken kendinizi meşgul ve ilgili tutmak için kendi ilgi alanlarınız etrafında yoğunlaşmak muazzam bir şekilde yardımcı olacaktır.

Evden yoğun bir ortam oluşturmaya ilişkin daha fazla ipucu için bu makaleye göz atın.

İngilizce’yi hızlı öğrenmek – Nerede olursanız olun pratik yapın

Özellikle İngilizce’nin konuşulduğu bir ülkede değilseniz, İngilizce öğrenmek isteyen herkes için çevrimiçi araçlarla, sıkı bir disiplinle, güçlü nedenler ve ilgi çekici etkinliklerle sizinde İngilizce öğrenmeniz mümkün; hemde kendi oturma odanızdan bile bunu yapabilirsiniz!

Tavsiyelerimden bir tanesi çevrimiçi bir öğretmenle konuşmanızdır. Çevrimiçi bir öğretmenle konuşmak, sıradan bir ortamda insanlarla konuşmaktan birçok yönden daha iyi ve daha faydalıdır. Bunun nedeni, tamamen size, yani öğrenciye odaklan bir eğitim olmasıdır. Eğitmeniniz sohbette sizin için bir şeyler not edecektir. Bu bazen bilmediğiniz kelimeler, yeni ifadeler veya o anda kullanacağı kaynaklar olabilir.

Dil becerilerinizi evden geliştirmek istiyorsanız, çevrimiçi öğretmenlerimize bir göz atın ve bu temel alışkanlığı dil öğrenme rutininize ekleyin.

Gerçek ve bilimsel çalışmaya odaklanın… ucuz hilelere değil!

Sıkı çalışma gerektiren her şeyde olduğu gibi, bir dili hızlı bir şekilde öğrenmekle ilgili etrafta dolaşan şehir efsaneleri, hileler ve kısayollar sizinde bildiğiniz gibi oldukça fazla. Ancak gerçek şu ki, dil öğrenimden minimum çaba sarf ederek sonuç alamazsınız.

Bana şu soruyu soran bile oldu. “Peki uyurken dil öğrenilebilir miyim yoksa bu bir zaman kaybı mıdır?” Cevap vermekten çekinmeden söyelebilirimki bu tamamen bir zaman kaybı.

O nedenle doğru insanlarla ve yötemlerle çalışmak konu ne olursa olsun çok önemlidir. Sanal alemde gördüğünüz gibi, eğer 30 günde, 7 günde ve hatta 3 günde İngilizce öğrenebilinseydi, sanırım dünyada İngilizce konuşamayan insan kalmazdı. Sizde çevrimiçi öğretmeninizle gerçek ve bilimsel metodlarla İngilizce öğrenmeye odaklanın.

TV izlerken altyazıları kapatın

İngilizce’yi hızlı öğrenmek için başka bir yaygın olan bir taktik, o dilde TV ve film izlemektir. Aslında, doğrusunu söylemek gerekirse, bunun temel bir dil çalışma formatı olarak pek de hayranı değilim. Bana göre, göz gezdirmenin, okumanın ve yeniden okumanın kolay olduğu bir kitabın aksine, filmler uzundur ve ekranda her seferinde yalnızca bir cümle görürsünüz. O yüzden filmler çok uygun bir format değildir. Bu nedenle, “ana çalışma aracı olarak” film izleyerek İngilizce öğrenmenin büyük bir hayranı değilim diyebilirim.

Bununla birlikte, ek bir öğrenme aracı olarak yabancı bir dilde film veya TV izleyecekseniz, altyazıları kapatsanız iyi olur. Çünkü alt yazıları açtığınızda artık dinlemiyorsunuz, okuyorsunuz. Ve eğer İngilizce bir film okuyorsan, yabancı bir dilde pek bir şey öğrenmeyeceksin, değil mi?

Kısacası, iki saat film izleyerek dil becerilerinizde çok büyük ilerleme kaydettiğiniz yanılsamasına kapılmayın çünkü ne yazık ki bu çok mümkün değil.

Güçlü bir “Belirsizlik toleransına” sahip olun

Bir kişinin yeni bir dili üç ay içinde konuşma düzeyinde öğrenebilmesi fikrini duysanız şaşırırmısınız? Çoğumuz için bu çok daha uzun sürer, değil mi?

Bana İngilizce öğreniminin neden bazen uzun sürdüğü sorulduğunda, dil öğrenenlerin güçlü bir “belirsizlik toleransına” sahip olmaları gerektiği cevabını veriyorum. Bu, bir dil öğrenirken anlamadığınız milyonlarca şeyle sorun yaşamamanız gerektiği anlamına gelir.

Anlamadığınız bir metindeki her bir kelimeyi kontrol ederek kendinizi bu sürece kaptırmamalısınız. Bu çok verimsiz bir çalışma olur ve çok fazla zamanınızı alır.

Ancak, iyi dil öğrenenlerin yaptığı gibi, belirsizliğe karşı yüksek bir toleransınız olduğunda, biraz kaybolma veya muallakta kalma konusunda rahat olabilirsiniz. Belirsizliğe tolerans göstererek, temellere bağlı kalmak için kendimizi özgürleştirirken, aynı zamanda daha fazla öğrenmek için dile açık ve meraklı oluruz.

Yapabileceğiniz en büyük hata, her şeyi hemen bilmekte ısrar etmek olacaktır.

İngilizce’yi hızlı öğrenmek, sizin ihtiyacınız olduğu kadar uzun sürecektir

Kısacası, bu 10 ipucu verirken İngilizce’yi son derece hızlı bir şekilde öğrenmenize yardımcı olmaya odakladık. Aynı zamanda İngilizce öğrenmek için zaman ayırmaya, istekli ve kararlı olmanız gerektiğini unutmayın. En önemlisi doğru kişilerle ve yöntemlerle çalışmanız gerektiğidir.

Çünkü 90 gün içinde İngilizce öğrenme hedefi belirlemek için iyi bir nedeniniz yok mu? O zaman İngilizce’yi hızlı öğrenmek konusundada çok fazla strese girmeniz için hiçbir neden yoktur. Herhangi biriyle rekabet etmeniz gerekiyorsa, dün olduğunuz kişiyle rekabet edin, sizden başkasıyla değil.

İngilizce’yi hızlı öğrenmek konusunda en önemli 10 ipucunu inceledik. İngilizce öğrenmenin ekmek ve suyu olan küçük ama sürekli artan gelişmelerinizi, yeni öğrendiklerinizi mutlaka kutlayın. Sonuçta, İngilizce öğrenmenin en iyi yolları sizin için işe yarayanlardır. Bu yüzden sürecin tadını çıkarın. Ve vakit kaybetmeden sizde Bal İngilizce’nin size sunduğu özel veya grup derslerinin keyfini çıkarın! Bir sonraki derste görüşmek üzere, iyi çalışmalar!